- çok az tanımak
- v. be on nodding terms
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
beşiğini sallamak — çocukluğundan veya çok eskiden tanımak, büyümesine hizmet etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ciğerinin içini bilmek — (birinin) çok yakından tanımak, her türlü düşüncesini bilmek Ben böylelerinin ciğerinin içini bilirim, dedi. Bu kız hanım ölürse belki beni alır diye ümitlendi. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
eline doğmak — (biri ötekinin) yaşlı bir kimse, birini, çocukluğundan beri çok yakından tanımak … Çağatay Osmanlı Sözlük
içli dışlı — sf. Gizli işi olmayan, apaçık, olduğu gibi, senli benli, aşırı teklifsiz En çok yurdumdan söz ettim / Doğayla, insanla içli dışlı. C. Külebi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller içli dışlı tanımak içli dışlı olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
zaman — is., Ar. zamān 1) Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım. Ö. Seyfettin 2) Bu sürenin belirli bir parçası, vakit Efendiler,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şirk koşmak — (Tanrı ya) Tanrı nın birden çok olduğunu söylemek, Tanrı ya ortak tanımak, eş koşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
göbeğini kesmek — 1) çocuğun göbeğiyle etene arasındaki damar örgüsünü kesmek 2) mec. birini çok eskiden beri tanımak, bilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yer vermek — 1) önemli saymak, saygı göstermek Etrafını zehirleye zehirleye yaşadıktan sonra hâlâ insanlar ona kendi aralarında bir yer veriyorlardı. M. Yesari 2) bir olaya yol açmak, imkân tanımak 3) önemli bir görev vermek 4) kendi yerini bir başkasına… … Çağatay Osmanlı Sözlük